SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3192 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ عَلِيِّ بْنِ رَبَاحٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبِي يُحَدِّثُ أَنَّهُ سَمِعَ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ قَالَ ثَلَاثُ سَاعَاتٍ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَنْهَانَا أَنْ نُصَلِّيَ فِيهِنَّ أَوْ نَقْبُرَ فِيهِنَّ مَوْتَانَا حِينَ تَطْلُعُ الشَّمْسُ بَازِغَةً حَتَّى تَرْتَفِعَ وَحِينَ يَقُومُ قَائِمُ الظَّهِيرَةِ حَتَّى تَمِيلَ وَحِينَ تَضَيَّفُ الشَّمْسُ لِلْغُرُوبِ حَتَّى تَغْرُبَ أَوْ كَمَا قَالَ

 

Ukbe b. Amr dedi ki:

 

Üç vakit vardır ki, Rasûlullah (s.a.v.) bizi o vakitlerde namaz kılmaktan veya ölülerimizi defnetmekten nehyederdi:

 

1. Güneş doğmaya başladığından yükselinceye kadar,

 

2. (Güneş) tam gökyüzünün ortasında iken (batıya) meyledinceye kadar,

 

3. Güneşin batmaya meylettiği andan batmasına kadar.

 

(Ukbe son cümleyi bu şekilde ifade etti) yahut da buna benzer bir şey söyledi.

 

 

İzah:

Müslim, salatü'l-müsafirin; Tirmizî, cenâiz; Nesaî, mevakıt; cenâiz İbn Mace, cenâiz ; Darimî, salat; Ahmed b. Hanbel IV- 152.

 

Hadis-i şerifte geçen "Ölülerimizi defnetmekten" cümlesi âlimlerin çoğuna göre, zahiri rhanâsında kullanılmıştır. Bu manâya göre, ölüleri sözü geçen üç zamanda kabre koymak caiz değildir. Bu manâ ile amel eden İbn Hazm, bu zamanda cena­zeyi defnetmenin haram, Hanbeliler de mekruh olduğunu söylemişlerdir. An­cak İbnü'I-Mübarek ile Hanefilere ve Şafiilere.göre ise bu cümle burada "ölü­lerimiz üzerine cenaze namazı kılmaktan" manâsında kullanılmıştır. Binaenaleyh bu hadis-i şerifte yasaklanan bu üç zamanda cenaze defnetmek değil cenaze namazı kılmaktır.

 

Yine metinde geçen "Yükselinceye kadar" cümlesinden maksat ise 1277 numaralı hadis-i şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi, gü­neşin göz kararıyla ufuk çizgisinden bir mızrak boyu yükseldiği zamandır. Buna göre, güneşin doğmaya başladığı andan itibaren güneşin ufukta göz kararıyla bir mızrak boyu yükselmesine kadar geçen süre içerisinde; herhan­gi bir namazı kılmak ve cenazeyi defnetmek yasaklanmıştır. Aslında güne­şin bu noktaya geldiği an, yeryüzünde bulunduğumuz nokta ile güneş ara­sındaki çizginin yerküresine göre beş derecelik bir açı teşkil ettiği andır. Bi­zim memleketimize göre, güneşin doğmaya başladığı andan itibaren bu ana kadar geçen zaman kırk ila elli dakika arasında değişen bir zamandır.

 

Güneşin gökyüzünün ortasına gelmesinden maksat, güneşin tam tepeye gelip de herşeyin gölgesinin kaybolduğu zeval vaktidir. Metindeki bu cümle­den ve bu cümleyi takibeden "Batıya meyledinceye kadar" cümlesinden an­laşılıyor ki, Rasûl-ü Zîşan Efendimiz, zeval vaktinden itibaren güneşin batı­ya meyledişine kadar geçen süre içerisinde cenaze namazı kılmayı yasakladı­ğı gibi, güneşin batmaya yaklaşıp da sararmasından ve güneşin ışınları göz­leri kamaştırmaz bir hale geldiği andan battığı ana kadar geçen süre içerisin­de cenaze namazı kılmayı da yasaklamıştır.